Seyir Defteri #147 : The Menu

Selamlar! 'Masterchef'ler satırlarını hatta döner bıçaklarını kuşansın çünkü burada uygulanması gereken bir tarif var!
Yönetmenliğini İngiliz Mark Mylod'un yaptığı kapalı alan filmi diyebileceğimiz The Menu, hem merak uyandırdı hem de iyi eleştiriler aldı. Başrollerde Ralph Fiennes, son dönemlerin gözde genç oyuncularından Anya Taylor-Joy, Nicholas Hoult, Janet McTeer, Reed Birney, Judith Light, Paul Adelstein ve John Luguizamo var. Süre 107 dakika. Keyifbozanlar geliyor, izlemeyenler bakmasın.
Kendini yemeksever olarak adlandıran Tyler Ledford (Nicholas Hoult) kız arkadaşı Margot Mills (Anya Taylor-Joy) ile ünlü ve bol ödüllü aşçı Julian Slowik'in (Ralph Fiennes) güzel ve girebilmek için upuzun bir sıra beklenmesi gereken restoranında akşam yemeği için yer ayırtmıştır. Julian Slowik'in şık lokantası bir ada üzerinde yer almaktadır ve ulaşım su yoluyla sağlanmaktadır. Aklınıza On Küçük Zenci geldi biliyorum :)
Yemek başlamadan önce konuklar ada üzerinde kısa bir tura çıkarılır, Julian Slowik'in mekanında her şey elde üretilmekte, deniz ürünleri ise hemen canlı ve taze biçimde toplanmaktadır. Dinlenmeye bırakılan etler, şarap mahzenleri derken acıktıran verimli bir tur olur; konuklar masalarına alınır.
İyi giyimli Tyler Ledford'un (Nicholas Hoult) davetlisi güzel Margot Mills (Anya Taylor-Joy) konuk listesinde yoktur ama gene de yemeğe ve mekana kabul edilir.
Restorana giren konuklar yemeklerin hazırlanış sürecini baştan sona görebilmektedir. Julian Slowik her yeni yemekten önce kısa ve bilgilendirici konuşmalar yaparken, ekibi onun tüm emirlerini adeta askeri bir disiplinle yerine getirmektedir.
Ancak konukların bilmediği bir şey vardır; Julian Slowik bu akşam mekan dahil olmak üzere tüm misafirleri katletmeyi planlıyordur ve bu yemek onların 'Son Akşam Yemeği' olacaktır. Konuklar arasında bulunmaması gereken Margot'nun varlığı Julian'ın planlarını bozmaya yetecek midir?
Julian Slowik'in aslında belli başlı sebeplerden dolayı davet ettiği konuklardan bahsetmek istiyorum şimdi de :) Alkolik annesinden başkalarını da çağırmıştı çünkü bu şenlik ateşine :)
Rehin alındıklarını anlayan konuklara kaçma fırsatı verildi, tüm erkek konuklar tabanları yağladı :)
Küçük dağları ben yarattım, bir yazımla insanı şöhret de ederim yerin dibine de sokarım diyen gurme Lilian Bloom (Janet McTeer) ve onun onaylayıcısı Ted (Paul Adelstein). Burunları yere düşse almayacak, tam bir havan dövücü ve onun hınk deyicisiydi bu ikili.
Ziyadesiyle varlıklı Richard Leibrandt (Reed Birney) ve eşi Anne Leibrandt (Judith Light). Seçkin kesimin yüzde birlik bölümüne ait olan bu çift biraz mutsuz gibi olmakla birlikte, belki yaş gereği belki de yetiştikleri zaman diliminin onlara öğrettiği değerler kapsamında birbirlerini koruyup kolladılar ellerinden geldiğince. Sakinliklerini de son raddeye kadar korudular.
İyi insan ayağı yapan, eşini aldatan, isteksizce hayır faaliyetlerine katılan, kız arkadaşının işlerini baltalayan, yapımcı olmaya çalışan adı söylenmeyen oyuncu ve sunucu (John Leguizamo) ve ondan para çalan kız arkadaşı Felicity (Aimee Carrero). Bu çift birbiriyle yüzleşti.
Benim Netflix masası dediğim bir siyahi bir Latin ve bir Asyalı'dan oluşan masa :) Sırasıyla Dave (Mark St. Cyr), Soren (Arturo Castro) ve Bryce (Rob Yang). Ünlü şirketlerle çalışan zengin genç adamlar olarak havaları tamdı bu arkadaşların ama Julian Slowik karşısında süt dökmüş gibi kalakaldılar. Erkek bozuntusu ve insan müsveddeleri olmaktan ileri gidemediler.
Son masa olarak da gerçek adının Erin olduğu ortaya çıkan 'hizmet sektörü' çalışanı Margot Mills (Anya Taylor-Joy) ve onun uyuz mu uyuz arkadaş desen değil sevgili desen hiç değil ama özenti olarak tanımlayabileceğimiz eşlikçisi Tyler Ledford (Nicholas Hoult). Margot belki hiç gelmemişti böyle lüks bir yere ama gene de bir şeyleri anlamaya çalışıyordu, etrafta tuhaflıklar dönüyordu çünkü. Ama o mal Tyler, Julian Slowik afedersiniz dışkılayıp tabağa koysa ve servis etse 'mmm olağanüstü bir dışkı, pek lezzetli' der yumulurdu.
Margot Julian Slowik'in ilgi ve alakasına mazhar oldu ama bir ara da Slowik'in birinci yardımcısı (maître d'hôtel) Elsa (Hong Chau) ile dövüştü. Beyaz kadın ufak Çinli'yi ortadan kaldırdı, acaba Amerika da Çin'i mi halledecek gelecekte? Julian Slowik'in günahları da açığa çıktı ama en azından dehşet çizburger yapıyor adam helal olsun :)
İzlenebilir bir tek mekan filmiydi, öneririz. Bir sonraki yazıda görüşürüz!

Yorumlar

Bunları Okumuş Muydun?