Seyir Defteri #148 : You're Beautiful

Selamlar! Uzun süredir Kore dizisi yazmamışım, pek önermesem de yazayım :)
Yıllar önce Kore dizileri daha yeni yeni ortaya çıkarken, diziler CD'lerde elden ele geçerek izlenirken kardeşlerim Kore dizisi izlerdi, kendileri bu konunun öncülerindendir :) Ben daha çok Kore sinemasını takip ettiğimden dizilerine pek bakmazdım, izlediğim ilk Kore dizisi de birçok kişinin de bu işlere başlarken ilk izlediği yapım olan Boys Over Flowers'tır. You're Beautiful dizisini de yıllar önce izlemiştim, arşivimde de bulunduğundan ara ara bakar gülerim :)
You're Beautiful aslında o kadar saçma ve o kadar boş bir dizi ki yani ne desem bilemiyorum inanın, zaten bugün buraya diziyi yermeye geldim diyebilirim. İnsanın öğrenciyken bolca boş vakti olabiliyor ve saçma sapan şeyler izlemeye de vakit ayırabiliyor. Belli ki ben de ömrümün 16 saatini bu şekilde çöpe atmışım.
Başrollerde The Inheritors dizisinin de başrolü olan, oyunculuk kabiliyeti fazlasıyla sınırlı Park Shin-Hye ve en az onun kadar itici hallerdeki Jang Geun-Suk var. Yan kişilerde bir o kadar anlamsız karakterleri canlandıran Jung Yong-Hwa, Lee Hong-ki ve bizim 'Yoheyişii' diye dalgasını yaptığımız Uee var. Toplam 16 bölüm olan 2009 yapımı dizimize dair neredeyse her şey saçmadan seçme.
Go Mi-Nyeo (Park Shin-Hye) yetimhanede yaşayan biz kızdır ve bir de ikiz erkek kardeşi vardır. Kendisi ise rahibe adayıdır ve mütevazı bir yaşam sürmektedir; ikizi Go Mi-Nam ise A.N.Jell grubunda ünlü şarkıcı olmak üzeredir.
Gel zaman git zaman Go Mi-Nam ufak bir ameliyat için Amerika'ya gider ve dönüşü gecikir. A.N.Jell grubunun menajeri de Go Mi-Nam'ın yokluğunda sıkıntı yaşanmasından çekinerek, Go Mi-Nyeo'dan bir süreliğine onun yerine geçmesini ister. Go Mi-Nyeo başta istemese de sonra bunu kabul eder, aksilikler de bu noktada başlar.
Ağabeyinin üyesi olduğu A.N.Jell'de bu yeni kişiden pek hoşlanmayan Hwang Tae-Kyung (Jang Geun-Suk) ile bu yeni üyeye arkadaşça yaklaşan Kang Shin-Woo (Jung Yong-Hwa) ve Jeremy (Lee Hong-Gi) vardır. Grup üyeleri aynı evde birlikte yaşayacaktır.
Ancak bizim kız mütemadiyen sakardır, kaş yaparken göz çıkarır, hijyen anlayışı hiç iyi değildir, kazara yanan kokulu mumları lama misali tükürerek söndürmeye falan çalışmaktadır. Söylenen her şeyi temel anlamda anlar yahut anlamaz. Of ki ne of.
Bu aşamadan sonra dizinin birinci olayı grup üyelerinin Go Mi-Nam'ın kız olduğunu kimin ne zaman anlayacağı beklentisiyle geçiyor. Bunun için çok da zamana gerek olmuyor tabi, Kang Shin-Woo daha ilk başta, habire gıcık gıcık davranan Hwang Tae-Kyung ilk birkaç bölüm içinde ve sürekli Çeremi (Jeremy) diyip durdukları dahi çocuk da ondan sonra öğreniyor. Herkes bir renk, sanki kuruboya seti hey Allah'ım ya...
Go Mi-Nam yeteneksiz, basiretsiz, kabız ve gerizekalının teki olarak bu büyük sırrını iyi sakladı bile denebilir, hem alık hem sakar olduğunu unutmayalım. Sürekli 'Gerçek kimliği ortaya çıkacak mı?' düşüncesiyle yazılmış bölümler, başka bir konusu da yok :)
Ünlü olduklarından belli bir programları var, şarkılar ve provalar, belli yayınlara poz verme, klip çekme, faaliyetlere katılma gibi. Diğer zamanlarda genelde zevksizce giyinip saçma sapan alışverişe çıkma, ortalıkta aylakça dolanma, evdeyseler anlamsız hareketler yapmak gibi şeylerle zaman geçiriyorlar.
Dizi o kadar boş ki, karakterlerin sürekli kendi kendilerine konuşmalarından anlıyorsunuz bunu, bir süre sonra 'Ne saçmalıyor ya bunlar?' demekten kendinizi alamıyorsunuz ama ne yapalım izlemişiz işte :(
Bu saçmalık Asya'da genel olarak o kadar beğenilmiş ki, birçok ülkede uyarlanmış. En bilinenlerden biri Japon uyarlaması olan 'Ikemen Desu Ne' ve bir bölümde Jang Geun-Suk konuk oyuncuydu hatta. Biz bunu da izlemiştik... Niye yaptık bilmem... (Teddytör Notu : Bence bu versiyonu o kadar kötü değildi, Japon dizileri bir tık dirayetli karakterlerden oluşuyor neyse ki. Orda da tipler yavan gelmişti... Diziyi ne kadar boklasak da, dönemin en popüler ve yakışıklı 'oppaları' vardı, yoksa niye izleyelim manyak mıyız?)
Sonuç olarak 16 bölüm boyunca Park Shin Hye'nin kabız yüz ifadelerine katlanacak sabrınız ve hayatınızın 16 saatini çöpe atma isteğiniz varsa izleyin :D Kabız demişken, 4 tane falan mimiği vardı toplamda.Hemen görsellerle açıklayayım.

Mor Mor & Alık : 90'lar çocuğu değilseniz bilmezsiniz. Bizim zamanımızda boş boş, salak bakana 'ne bakıyon mor mor' denirdi. Sonradan 'mal mal' bakmak, 'aval aval' bakmak versiyonları türedi. Ama benim için orinali Mor bakışlardır, ve bu sadece Go Minam karakterine has değil, PSH'nin canlandırdığı neredeyse her karakterde var. Anlamıyorum bu kadar kıt ifadelere sahip birinin bu kadar ünlü bir aktris olup bu kadar popüler yapımlarda oynamasını. Neyse, bu onun standart yüz ifadesi. Boş bakışlar, boş ifade, aralık bir ağız. Biraz kulak kabartınca beynin içindeki paslanmış çarkların ağır ağır gıcırdayarak döndüklerini duyabilirsiniz.
Şaşkın & Kabız : Bu ifadesi de başına gelen her çarpıcı olayda kullandığı ifade. Gözler sonuna kadar açılmış, ağız 'O' biçiminde kaskatı kesilmiş. Standart, şaşırması gereken her olayda yüzünü bu şekilde göreceksiniz.
Şaşkın & Alık : Bu ifade ilk iki ifadenin karışımı. Bakışlar ve yüz genel olarak alıkken, sadece ağız şaşırma pozisyonunda. Bunu da bir şeyleri anladığında (ki pek az şahit oluyoruz) kullandığı bir ifade.
Ağlak & Memnuniyetsiz : Bu ifade iki taraflı ceketler kadar kullanışlı bir ifade. Gözyaşı yoksa memnuniyetsiz ; dudakların kenarı aşağı doğru, ve dudak sarkıtılmış. Gözlerde bir bezginlik, 'başımı alıp nerelere gidem ahey ahey' hüznü hakim. Bir damla yaş süzülüyorsa ve burun kızarmışsa ağlak. Hıçkırma ve omuz sarsıntısı opsiyonel, durumun vahametine bağlı.
Bakış ve ifadeler 'anewliz'inin sonuna bir bonus eklemek isterim ; Bakınız Go Minam ifadelerle tanışıyor ve bir şeyler deniyor :D
Eski günleri yad etmek adına üç kardeş ortak yazdık bu yazıyı denebilir :) Güzel eski zamanlar, sergilenen anlamsız davranışlar ve atılan bol miktarda kahkaha. Pek de öneriyorum diyemeyeceğim, isterseniz izleyin. Bir sonraki yazıda görüşürüz!

Yorumlar

Bunları Okumuş Muydun?