Seyir Defteri #11 : Crash Landing On You

Merhabalar! Yılın ilk yarısında Uzakdoğu yazılarının ilkine Japonya ile başlamıştım, Kore ile devam edeyim dedim. Crash Landing On You dizisi Kuzey-Güney ayrılığından kısmen politik, çoğunlukla romantik bahsetmiş izlenesi bir yapım. 2019 sonlarında başlamıştı 2020’de bitti. Ben ‘bölümler biriksin de öyle izleyeyim’ derim genelde. O yüzden dizi bitince güncel biçimde izledim denebilir.
Doğrusunu söylemek gerekirse Kore dizilerini artık pek izlemiyorum. Kore dizileriyle olan geçmişimiz on yılı aşıyor (öyle değil mi Teddy Bear biraderim?), eskiden daha bi tatlı olurlardı. Artık cıvık cıvık, vıcık vıcık. Ne konuları düzgün ne oynayanlar. Suratına üç kilo fondöten sürmüş erkekleri yahut estetikten artık yamulmuş suratları ve yapay tavırlarıyla tat kaçıran kadınları izlemek istemiyorum. Eğer izleyeceksem düzgün bir konu ve yaşı başı yerinde kaliteli oyuncular gerek bana. Bu diziyi işte bu yüzden izledim.
Dizimiz yalnızca 16 bölüm. ‘E hemencecik biter’ demeyin çünkü bölüm süreleri gayet uzun (75 ila 85 dakika arası). Yaklaşık olarak ilk sekiz bölüm kuzeyde, kalan sekiz bölüm ise kaçınılmaz olarak güneyde geçmekte. Hani bizim dizilerde ilk birkaç bölüm başka yerde olsa da sonra mutlaka İstanbul’a gelinir ya hani, o hesap. Tamamı kuzeyde geçse daha hoş olabilirdi, yani son bir iki bölüm güneye ayrılsa demek istiyorum, yeterli gelebilirdi. Sonuçta her an her dakika Kuzey Kore’ye gidilmiyor :)
Yalnız demeden geçemeyeceğim, bu dizi için Netflix ile de ortaklık yapılmış. En azından maddi destek vermişlerdir diye düşünüyorum. Bu durumda Kuzey Kore bir köy olarak mı tasvir edilmeliydi? Gelişmişlik bakımından köy demiyorum, ki desem haksızlık etmiş olabilirim, bildiğiniz mahalle-köy arası bir set kurulmuş ve kuzey çekimleri bu mahallede yapılmış. Gerçi sınır bölgesinde geçiyor ama izlerken sürekli ‘Kuzey Kore Köyü’ne geldiler dedim durdum. Evet, bakınız bir köy olarak Kuzey Kore. (Aman Kim Jong-Un duymasın, sinirlenebilir netekim :) )
Çok konuştum asıl mevzuya geçeyim. Bol keyifbozan olabilir, aman diyeyim :) Güneyli pek zengin ve hoş kızımız Yoon Seri, yamaç paraşütü yaparken fırtınaya tutulur ve kuzey tarafına geçiverir. Bir ağacın dalında asılı kalır ve yardım beklemeye başlar.
Bu sırada üniformalı biri onu kurtarmaya gelir. Kızımızın özgüveni o kadar yüksektir ki ordu birimlerinin onu kurtarmaya geldiğini düşünür :) Gerçekten de gelenler ordudandır ama Kuzey Kore Ordusundandır :) Yoon Seri ağaçtan tabir-i caizse dan diye kuzeylinin üstüne düşer.
Nasıl düşmesin, üstüne silah doğrultuldu ayol :)
Kendisine kuzeye indiği söylenir ve ajan olduğundan şüphelenilir. Sorgulanmak üzere götürülecekken Yüzbaşı Ri mayına basar. Yüzbaşı Ri oraya sabitlenince Yoon Seri kaçar, yaya olarak uzaklaşır. Ancak Seri uzaklaşamamıştır aksine ‘Kuzey Kore Köyü’ne varmıştır. (Seri kaçmak ama seri uzaklaşamamak olarak okuyan Teddy'nin gülmekten gözleri yaşarıyor bu noktada)
Değişik bir dünyaya geldiğini anlayan Yoon Seri’nin yapabileceği bir şey yoktur. Neyse ki, Yüzbaşı Ri onu evine kabul eder. Aslında Bay Ri onu zorlu bir sorgudan kurtarmak ve bir an önce çaktırmadan sınırdışı etmek niyetindedir, haklıdır da sonuçta kendi başı da derde girebilir bu güneyli yabancı yüzünden. Böylece dizinin ilk yarısını kapsayacak olan esas kız ve esas oğlanın bir çatı altında zoraki yaşaması süreci ve Seri’nin zorlu Kuzey Kore günleri başlar.
Kendi ülkesinde inanılmaz lüks bir hayat süren Yoon Seri (devasa bir şirketi vardır, güzellik sektöründe zirvedir, paraya para dememektedir, ailesinin göz bebeğidir) burada çeşmeden su akmayan, yiyeceğin sınırlı olduğu, akşamları elektriğin verilmediği sınır köyünde ne yapacaktır? Tabi ki Yüzbaşı Ri’nin başına ekşiyecektir, elalemleri darlayacaktır, insanların yedikleri kimçi turşularını burunlarından getirecektir, e fırsat olursa da mahalleliyle yakınlaşacaktır. Çünkü kızımız ve Bay Ri insanlara nişanlı oldukları yönünde bir yalan atmak zorunda kalacaklardır. Halbuki Yüzbaşı Ri başkasıyla nişanlıdır ve o kız da Rusya’da görevdedir. Yine bu noktada belirtmek isterim ki Kuzey beter güney şahane mesajı bu kısımlarda fazlaca vardı. ‘Meşaz’ı mı aldın mı Teddy Bear kardeşim? :)
Kuzey Kore bölümlerinde romantik klişelerin çoğu mevcuttu, hakeza kore dizisi klişeleri de. Örnek vermem gerekirse, esas adam kızın saçını yapıyor, istediklerini alıp getiriyor, ona yemek hazırlıyor gibi. Yoon Seri görevli askerlerle de çabuk kaynaşıyor, öğlen akşam birlikte yemek yer hale geliyorlar :) Dizi muhabbeti yapıyorlar falan hatta. Bu kısımlarda fazla keyif kaçırmayayım diyorum, izleyenler kendileri görsün. Yüzbaşı Ri’nin nişanlısı çıkıp gelince ortalık bi karışıyor tabi.
Aynı şekilde bir de dolandırıcımız var çıkıp gelen, üstelik Seri’nin kardeşini dolandırmış. Seri’nin ailesini dolandırması mı yoksa Kuzey Kore’ye sığınması mı daha malca bir hareket çözemedim. Bu arada Seri’nin ailesi süzme uyuz, tamamı. Hele de kardeşleri. Bay Ri’nin nişanlısının ailesi önemli kişiler ama daha da uyuzlar. Bu kısımları bahsetmeden geçiyorum :)
Yüzbaşı Ri Jeong Hyeok (tam adı bu, acayip üşendirici yazmak için) orduya katılmadan önce aslında piyano çalarmış ve yurtdışı konserlere de katılmış. İsviçre’de de konser vermiş hatta burada Yoon Seri ile bir kez karşılaşmışlar. Yüzbaşı Ri’nin ağabeyi de ordu mensubuymuş ancak hayatını kaybetmiş ve bunun üzerine Jeong Hyeok bayrağı devralmış. Her kapalı rejimin hüküm sürdüğü yerde olduğu gibi Kuzey Kore’de de bazı ‘dinleyici’ler mevcut. Ağabeyini kaybetmesinde bu ‘dinleyici’nin payı büyük. Ancak Bay Ri’nin iyiliği bile dokunuyor onlara. Bay Ri önemli bir aileden geliyor. Ancak söylemezsem olmaz tüm İsviçre kısımları aşırı tesadüfi ve inandırıcı olmaktan uzaktı. Düşünsenize bir Kuzey bir Güney vatandaşı teee İsviçrelerde defalarca denk geliyor, sonra Kuzey Kore’de tekrar denk geliyor, olur iş değil. Neyse takılmayalım o kadar :)
Bay Ri’nin bir Pyongyang seyahati olur trenle, Seri de gelir. Bir şeyden de geri kal yahu :D Bu tren yolculuğu kısmı, posterlerden de anlaşılacağı üzere pek güzeldi.
Sonrasında Yüzbaşı Ri nihayet Yoon Seri’yi postalayacak olur ama kahramanlarımız birbirlerinden hoşlanmaya başladıkları için zor olur ayrılmaları. Bay Ri yolu bulamıyor falan güya :) Halbuki daha uzun yanında kalmak istiyor Seri’nin.
Bir sonraki denemede ise ‘dinleyici’nin marifetiyle Bay Ri’yi yok etmek için bir ekip girer devreye. Kurşunlara hedef olan Bay Ri hastaneye kaldırılır Yoon Seri’nin de yardımıyla, ancaaak, hastaneye gitmesinden ötürü bineceği vasıtayı kaçırır Seri ve gene kalakalır Kuzey Kore’de. Hastanede bir an bile yanından ayrılmaz Ri Jeong Hyeok’un, gözünü ayırmaz üzerinden. Giriş var çıkış yok azizim, burası böyle bir yer :)
Yüzbaşı Ri bu kez de ailesinin evinde Seri’yi ağırlar, çaktırmadan onlara da göstermiş olur kızımızı. Oradan Güneye geçmeyi denerler gene. Seri’nin de dediği gibi kzımız dünya üzerinde her yere gidebiliyordur, bir tek Kuzey’e gidemiyordur. Gittiğinde de dönmesi mümkün olmuyordur ama sonunda dönebilmiştir ülkesine. Muhteşem gökdelen dairesine, işine ve alışkın olduğu lüks yaşamına döner, tabi pek tatlı ailesine de. Lakin o da ne? Kızımız Kore yarımadasının kuzey kısmını özlemektedir. Abooo, düşman başına böylesi :)
Sevimli ekibimiz Güney Kore’de de çeşitli şeyler yaşarlar bir araya geldikten sonra (gene tesadüfen karşılaştılar). Ekipten kastım, Bay Ri, Yoon Seri ve asker tayfası. Alışveriş yaparlar, dünya kadar yemek yerler, Kuzey-Güney maçı izlerler. Yoon Seri güzel evsahipliği yaptı. Yüzbaşı Ri’nin kuzeyden kalma bir davalısı adam vardı ki, onu yok etmek istiyordu ve bunun için onu güneye dek izledi. Yalnız bu kez kurşunlara Seri hedef olmuştur. Bu kez o hastaneye kaldırılır, Güney Kore’de bulunan kuzeyliler ortaya çıkar. Seri iyileşir, kuzeylilerse affedilip sınırdışı edilir.
Yüzbaşı Ri görevinden ayrılır ve yeniden piyano çalmaya başlar. Yoon Seri ise iyileşmesinin akabinde İsviçre’ye gider. Çiftimiz yeniden karşılaşmış olur. Dizi burada biter :)
Bence bölüm süreleri uzun olmasına rağmen gayet güzel, izlenesi bir yapım olmuş. Yaşını başını almış tecrübeli ve oyuncu olarak addedilebilecek Son Yejin (unutkan kadın diye kodladım kafama yıllardır, unutmayayım diye) ve Hyun Bin (iyice alıştı bu da Kuzey Koreli olmaya haa) hoş bir oyunculuk koymuşlar ortaya. Hele İsviçre’de Almanca konuştukları kısımlar falan pek tatlıydı :) Sizler de buyurun izleyin. İyi seyirler!
(Teddy Edit : Son Yejin'i 'A Moment To Remember'dan beri unutkan kadın olarak kodlayan Sbl, neyse ki Hyun Bin'i 'Secret Garden Adam'dan buralara terfi ettirmiş. Kuzey Koreli olmaya alıştı cümlesinden kast ettiği 'Confidential Assignment' filmindeki rolü olsa gerek Sbl biraderimin.) Şimdi gözlere şeker seçkimizi sunarak noktalayalım~
Biraz da dokunaklı olsun ;_;
Diziden sonra gerçek hayatta da çift olmuş bu harika çifti tabi ki gözyaşları ile değil gülümseyerek uğurlamak için tatlış bir anıyı sona sakladım

Yorumlar

Bunları Okumuş Muydun?