Seyir Defteri #230 : Murder Is Easy

Merhaba! 'Kadehinde zehir varsa bana getir, ben içerim' diye bir söz var, bu da dizisi.
Bir süredir gizemli bir şey önermemişiz bu yüzden zehirli mi zehirli bir davayı çömek için trene atlayıp İngiltere kırsalına uzanıyoruz. Agatha Christie eserlerinden uyarlanan film ve dizilere (And Then There Were None, Ordeal by Innocence, The Pale Horse, Murder on the Orient Express, Death on the Nile, Crooked House) blogumuzda yer veriyoruz. Bugün önereceğimiz yalnızca iki bölümden oluşan mini dizi Murder is Easy (Zehri Kim Verdi?) de gene güncel uyarlamalardan biri; üstelik politik doğruculuğa uyulmuş, izlerken anlarsınız zaten.
Hep yaptığımız gibi kahramanlarımızı sıralamak gerekirse; Doktor Geoffrey Thomas, Bayan Jessie Humbleby, Peder Humbleby, Lord Whitfield ve nişanlısı Bridget Conway, Araştırmacı Luke Fitzwilliam, Bayan Lavinia Pinkerton, Bay Horton, Polis Memuru Reed, Bayan Honoria Wayneflete, Dükkan sahibi Bayan Pierce.
Luke Fitzwilliam (David Jonsson) yurt dışındaki polis görevinden sonra İngiltere'ye döndüğünde, Londra'ya gidecek bir tren vagonunda Lavinia Pinkerton (Penelope Wilson) adında yaşlıca bir hanıma rastlar. Bayan Wilson ona yaşadığı köyde bir cinayet gerçekleştiğini söyler.
Wynchwood köyünde olup bitenleri anlatmaya devam eden Bayan Pinkerton aslında birden fazla cinayetten şüphelendiğini ve bir seri katili ihbar etmeyi planladığını söyler. Bayan Pinkerton şimdiye kadar Amy Gibbs, Tommy Pierce ve Harry Carter öldürüldüğünü; sıradaki kurbanın Doktor John Humbleby olacağını ekler.
Yeni işine başlamadaki gecikmeden hayal kırıklığına uğrayan Luke Fitzwilliam, iyi karşılanacağından emin olmasa da iddialarını araştırmak için Bayan Pinkerton'un köyüne gitmeye karar verir. Bayan Pinkerton'un trenlerinden indikten kısa bir süre sonra Luke Fitzwilliam'ın gözlerinin önünde aniden ölmesiyle de kendini işin içinde bulması kaçınılmazdır.
Görünüşe göre başrolde Siyahi bir oyuncu seçtiklerinden ona arka plan olarak zengin bir Nijeryalı aileden olduğu ve ataşe olarak diplomatik bir görevde çalışmak üzere Londra'ya geldiği şeklinde hikaye vermişler; olay örgüsü açısından Afrika geçmişiyle neredeyse hiçbir ilgisi yok.
İstikametini Wynchwood köyüne çeviren Luke Fitzwilliam burada Lord Whitfield'ın evinde konaklamaya başlar ve kimliğini gizleyerek kendi soruşturmasını yürütmeye karar verir. İyi bir ev sahibi olan Lord Whitfield (Tom Riley) biraz soğuk dursa da Bridget Conway (Morfydd Clark) soruşturmasında Luke Fitzwilliam'a yardımcı olur
Kendilerine şüpheler yöneldikçe köy halkı gerilir. Aralarında bir seri katil mi var yoksa tüm bu olanlar sadece tuhaf bir dizi kaza mıdır?
İşte böyle sevgili okurlarımız, kısa bir dizi olduğundan izlenebilir. Bir sonraki yazıda görüşürüz!

Yorumlar

Bunları Okumuş Muydun?