Seyir Defteri #186 : Three Billboards Outside Ebbing, Missouri
Selamlar! Amerika'nın güney eyaletlerinden gelen bir önerimiz var bugün.
Dilimize 'Üç Reklam Panosu Ebbing Çıkışı, Missouri' diye çevrilmiş bu filmin adı öncelikle dikkatimi çekti. 'Adres tarifi gibi film adı mı olurmuş ya?' dedim ama kadroya bakınca izlemeye karar verdim çünkü Woody Harelson ve Sam Rockwell vardı, bir de Frances McDormand eklenince izlemek kaçınılmaz oldu. Filmin yönetmenliğini ise Britanyalı Martin McDonagh üstlenmiş, kendisinden yalnızca hafif 'Film Noir' havası olan In Bruges filmini izlemiştim.
Az nüfuslu Amerikan kasabalarını bilirsiniz. 'Mecburiyet Caddesi' tarzında sıralanmış yapıdaki yerleşimler olur genelde. Oldukça yeşil Missouri bölgesinin -gerçekte var olmayan- Ebbing kasabasının girişi sayılabilecek bir noktada oturan Mildred Hayes (Frances MacDormand) birkaç ay önce acımasızca katledilip yakılan kızı Angela Hayes'in (Kathryn Newton) yasını tutmaktadır.
Bu korkunç cinayet kasaba halkını sarsmıştır ancak fail aradan geçen zamana karşın bir türlü bulunamamaktadır. Zaten kasabalılar da katilin aralarından biri çıkmasından endişelenmektedir. Mildred ise olayla yeterince ilgilenmediklerini düşündüğü için polise karşı son derece öfkelidir.
Soruşturmalar ilerlemeyip ve sonuç çıkmayınca Mildred kasabanın girişinde bulunan otoyol yaıldığındanberi kimsenin bir kez bile olsun kullanmadığı ve önünden kimsenin geçmediği üç tane reklam panosunu hatrı sayılır miktarda bir ücretle kiralar ve kırmızı zemin üzerine suçlayıcı ifadeler yazdırır.
Kasabadaki birçok kişi suçlunun kasaba dışından biri olduğuna inanmak istediğinden bu afiş mevzusundan rahatsız olmuştur. Olayı soruşturmuş olan ve panoda açıkça adı verilen Bill Willoughby (Woody Harrelson) Mildred'i ziyarete gider.
Bill Willoughby, Angela için çok üzgün olduğunu ama kanıt olmadığı için herhangi bir tutuklama yapamadıklarını Mildred'e bir kez daha nazikçe ve dostça anlatır. Mildred ikna olmasa da kendini savunur ama muhatabına da fazla yüklenmez çünkü Bill son aşama kanser hastasıdır.
Amerika'da polisler partner olarak çalıştığından bir de Bill'in ortağı Jason Dixon'dan (Sam Rockwell) bahsetmeliyiz. Saldırgan, ırkçı, alkolik ve şiddet uygulamaktan çekinmeyen Dixon Bill'in tam tersi yapıda olmasına rağmen ona büyük saygı duymaktadır. Gerçek bir güneyli olan Dixon belalı ve ağzı bozuktur. Ancak onun da geçeceği süreçler olacaktır, o da değişecektir.
Bok aksiyon dolu bir soruşturma filmi izleyeceğinizi düşünmeyin, daha çok ağır ilerleyen tarzda bir yapım bu, olay değil durum filmi diyebiliriz. Frances McDormand zaten Oscar kazanmış, yardımcı başroller olan Woody Harrelson ve Sam Rockwell'in ikisi birden Oscar'a aday olmuş performanslarıyla. Woody Harrelson'u yine güneyde görünce aklınıza hemen True Dedective geliyor zaten, Sam Rockwell birkaç sahnede birden inanılmaz devleşmiş, aldığı Oscar ödülünü sonuna dek hak etmiş.
Tuhaf adı yüzünden tesadüfen izlediğim ve beğendiğim bir film oldu sizlere de öneririm. Bir sonraki yazıda görüşürüz!
Comments
Post a Comment