Seyir Defteri #249: Trade: Willkommen in Amerika

Selamlar! Film afişinde de söylendiği gibi ''Amerika'ya Hoş Geldiniz!''.
Amerika hala 'Düşler Ülkesi' midir bilinmez ama göç ve göçmenlik beraberinde bir de insan ticareti gibi korkunç kavramları da beraberinde getiriyor. Bügünün önerisi dünyanın belki de en ilginç sınır bölgelerinden biri olan Amerika-Meksika sınırında geçiyor. Tam da bu noktada Porfirio Diaz'ın ''Zavallı Meksika, Tanrıya o kadar uzak, Amerika'ya o kadar yakınsın ki!'' sözünü anmak gerekiyor sanki. Kendi güzel bahtı kara Meksika.
Trade filmi dilimize Satılık Çocuklar diye çevrilmiş ve son zamanlarda daha bilinen yapımlara imza atmaya başlayan genç Alman yönetmen Marco Kreuzpaintner'in yönetmenliğinde çekilmiş; oyuncu kadrosu olarak Kevin Kline, Alicja Bacleda-Curus, Paulina Gaitan, Cesar Ramos, Marco Perez, Kate Del Castillo ve Pasha Lynhnikoff gibi oldukça karma ve uluslararası bir seçkiyi barındırıyor. Blogumuzda Meksika'ya dair Nuevo Orden, Book of Love, Two Mules For Sister Sara, Bandidas, Miss Bala gibi yapımları önermişiz, dilerseniz bakın.
Ufak tefek eşyalar aşırmak gibi bir huyu(!) olan 17 yaşındaki Jorge (Cesar Ramos), varlıklı olmadıkları her halinden belli evlerinin bahçesinde arkadaşlarıyla beraber doğumgünü kutlaması yapan kardeşi Adriana'ya (Paulina Gaitan) bir bisiklet hediye eder.
Annelerinin gözünden kaçmaz ama anne yüreği herhalde, kızmayı erteler ve Adriana'nın yeni bisikletiyle bir tur atmasına izin verir. Fakat kızı eve dönemeyecektir çünkü zavallı kızın hayatı bu mutlu günde değişivermiştir.
Diğer yandan Polonyalı Veronica (Alicja Bacleda-Curus), Amerika'ya gitmek için daha kestirme değilse bile daha ucuz bir yol seçerek Meksika üzerinden Los Angeles'a varmayı planlamıştır. Ancak hava alanına indiğinde onlara eşlik etmesi gereken tur görevlilerinin pasaportlarını istemesiyle bir tuhaflık olduğunu sezer.
Birlikte geldiği memleketlisi olan yol arkadaşıyla çabucak hareket ederlerse kaçabileceklerini zanneder ama arkadaşı araba altında kalarak can verir, kendisiyse -aslında tüm yolculuğunu düzenlemiş olduklarını yeni anladığı- insan ticareti yapan çetenin eline düşer.
Kardeşi eve dönmeyince onu aramaya çıkan Jorge, her konuda ona yardımcı olacağından emin olduğu çete arkadaşları tarafından yalnız bırakılır. Bunun üzerine yalnız başına hareket etmeye karar veren Jorge kardeşinin diğer kurbanlarla birlikte Juarez'de olduğunu öğrenir.
Birbirlerinin dilini bilmeseler de Veronica ve Adriana kaçakçıların elindeki tutsaklıkları süresince birbirlerini korumaya ve kollamaya kararlıdır. Beraber kaçabilmek için ellerinden geleni yapmaya ikisi de hazırdır.
Sınırın en kanunsuz noktalarından biri olan Juarez'de gizlenmek için aracının bagajını kullandığı Ray Sharidan'a (Kevin Kline) yakalanır. Jorge bir keresinde sınırı geçip Teksas'a gittiğini Ray'e itiraf edince ikili belkenmedik şekilde dost olur. Ray, Jorge'ye oğlu gibi davranır.
Ray Sharidan açıkça söylemese de, bir zamanlar kaybolan kızını aramaktadır. Jorge'nin anlattıklarından sonra kendi kızının da kaçırılmış olabileceğini düşünmeye başlar. Ancak Ray ve Jorge'nin peşinde olduğu insanlar tehlikeli kişilerdir.
Filmin açılışında İspanyol şarkıcı Bebe'den Malo şarkısı çalıyor ve adeta kısa bir klip gibi tüm çehreleriyle Meksika turu yaptırıyor izleyiciye. İzlerken her şeyin ne kadar tek taraflı olduğunu görebiliyorsunuz, kötülük iyilikten ne yazık ki önde.
Oldukça çarpıcı ve üzücü bir filmdi, dünyada neler yaşandığına dair seyirciyi uyarıyor kuşkusuz, sizlere de izlemenizi öneririz. Bir sonraki yazıda görüşürüz!

Comments

Bunları Okumuş Muydun?